Ramazan ayında tutulan oruç ve diğer oruçlarda sahur vakti, imsak ile sona erer. İmsak; fecr-i sadıkın başlaması yani güneşin doğmaya başlaması, tan yerinin ağarmasıdır. Bu andan sonra yeme içme ve orucu bozacak her türlü şeyden akşam ezanına kadar uzak durulur.
Ezan okunurken su içmek meselesine bakacak olursak burada dikkat etmemiz gereken nokta aslında ezan değil imsak vaktinin girip girmemesidir. Ezan okunurken su içmek, eğer imsak vakti tam girmediyse caizdir. Ancak imsakla birlikte ezan başlıyorsa içmemek gerekir.
Bazı beldelerde sabah ezanı, insanları uyarmak maksadıyla imsaktan birkaç dakika önce başlayabilir. Böyle bir durumda imsak vakti henüz girmediği için sahurda ezan okunurken su içilir mi sorusunun cevabı: Evet, caizdir olacaktır. Fakat çoğu yerde sabah ezanı imsakla birlikte başlar.
Bu durumda ezanla beraber imsak girdiğinden sahurda ezan okunurken su içmek uygun olmaz. Nitekim sahabeler ve Peygamber Efendimizin hayatında bunun güzel bir örneği bulunmaktadır. Hz. Muhammed: “Bilal ezanını gece okuyor. Abdullah ibn Ümmi Mektum ezan okuyuncaya kadar yiyiniz, içiniz.” buyurmuştur.
Bu hadisi nakleden kişiye göre İbn Ümmi Mektum gözleri görmeyen bir kimse idi. Kendisine: “Sabah oluyor.” denmedikçe ezan okumazdı.” Buradan şunu anlıyoruz Hz. Bilal’in ezanı imsaktan önce uyarı maksatlı okunan bir ezandır. Abdullah ibn Ümmi Mektum ise tam imsak vaktinde okumaktadır. Hadiste de belirtildiği gibi imsak vakti girdiyse yeme içme kesilmelidir. İmsak girmediyse girene kadar devam edilebilir.
İmsak girdikten sonra (fecr doğduktan sonra) su dahil hiçbir şey yenilip içilmez. Uygulamalar ve saatler imsak vaktine göre ayarlanmalıdır. Şüphe hâlinde yeme-içme derhal bırakılır; böylece orucun sıhhati korunur.
Bazı rivayetler esas alınarak “ezan anında kabı elinde olanın içmeyi tamamlaması” söylense de Müslüman’ın tavrı ihtiyat yönünde olmalıdır. Zira, “Helal bellidir, haram bellidir; ikisi arasında şüpheli şeyler vardır.” buyuran Peygamber Efendimiz (s.a.v.) müminleri her konuda titiz olmaya teşvik etmiştir. Bu sebeple, oruç ibadetinde vakit konusunda hassasiyet göstermek gerekir.
Bu meselede esas ölçü imsak ezan ilişkisidir. İmsak vakti girdiğinde yeme içme biter. Ezan bu vakitten önce okunuyorsa su içmeye devam edilebilir; imsakla birlikte başlıyorsa derhâl bırakmak gerekir.
Özetle:
Ezan imsak öncesi ise, içmek caizdir.
Ezan imsakla birlikte ise, içmemek gerekir.
İmsak geçtikten sonra ezan sürse bile, yeme ve içme haramdır; oruç bozulur.
Alimlerin çoğunluğunun görşüne göre, imsak sonrasında sehven bir şey yiyip içilirse kaza gerekir. İmsak sonrası sehven bir şey yiyip içen kimse, Ramazan’daki farz oruç için kaza eder.
Ezan okunurken su içme konusunda tereddüt yaşayan kimse, önce hangi ezanın okunduğunu ve vaktin girip girmediğini esas almalıdır. Sahurda imsak ezanı başladığında vakit girmiş sayılır; bu anda yeme içmeyi derhal bırakması gerekir.
Ezan başlamadan hemen önce su içerken vaktin girip girmediğinden emin olamayan kişi, ihtiyat gereği bırakmalıdır; ardından takvim veya güvenilir bir uygulamadan vakti kontrol etmelidir. Vaktin girdiği anlaşılıyorsa o gün oruca devam eder; bu durumda bilmeden içtiği için kaza gerekir, kefaret gerekmez. Şayet ezan vaktinden önce okunmuşsa yahut henüz imsak girmemişken içtiyse oruç bozulmuş sayılmaz. Tereddüt hâllerinde bir mümin, vakit bilgisine titizlikle riayet eder; şüphede ihtiyatı tercih eder.