Yorgun topraklar, yanmış ekinler, yıkılmış evler ve sessiz çığlıklarla yankılanan sokaklar… Sudan; gözyaşına karışan tozun, suskunluğa bürünmüş şehirlerin ülkesi.
Sudan, iki yıldan fazladır iç savaşın pençesinde. Başkent Hartum’dan Darfur’a, El-Cezire’den El-Faşir’e kadar milyonlarca insan, çatışmaların gölgesinde hayatta kalmaya çalışıyor. Evlerini terk eden aileler çadırlarda, harabe binalarda veya açık arazilerde yaşam mücadelesi veriyor. Elektrik, su ve gıda neredeyse tamamen tükenmiş durumda; hastaneler kapalı, çocuklar aç, şehirler sessiz bir çaresizlik içinde.
Bugün El-Faşir, zulmün en karanlık yüzüne şahitlik ediyor. Bir zamanlar huzurla dolu bu şehir, her geçen gün ateşin ve açlığın gölgesinde, insanlığın utançla baktığı bir yara haline geliyor. Özellikle son günlerde Hızlı Destek Kuvvetleri’nin, Birleşik Arap Emirlikleri’nin desteğiyle gerçekleştirdiği saldırılar, mazlum halkı hedef alırken hastaneler, pazar yerleri, camiler dahi bu acımasız kıyımdan kurtulamıyor.
Anneler, kucaklarında çocuklarıyla sığınacak bir köşe ararken; babalar, ekmek bulamadıkları sofralarda çaresizlikle susuyorlar. Bu karanlık tablonun içinde bir umut kıvılcımı yanıyor: Vuslat Derneği, zulmün ve açlığın ortasında insanlığın sıcak nefesini Sudan’a taşıyor.
Çünkü biliyoruz ki, “Müminler ancak kardeştirler.” (Hucurât, 10) ve kardeş, kardeşini en zor anında yalnız bırakmaz.
Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur: “Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça, iyiliğe erişemezsiniz.” (Âl-i İmrân, 92)
Osmanlı bakiyesi kardeş ülke Sudan halkının katliam ve zulüm ile sınandığı bu günlerde iyiliğe erişmek, sadece izleyip üzülmek değil; cebimizden, yüreğimizden bir parçayı paylaşmakla mümkündür.
Bu sebeple bizler, hayırsever bağışçılarımızın kumanya ve sıcak yemek yardımlarını Sudanlı ihtiyaç sahibi kardeşlerimize ulaştırarak onların yanında olmaya gayret ediyoruz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyuruyor: “Sadaka, malı eksiltmez. Allah sadaka vereni aziz kılar.” (Müslim, Zekât 69)
Verdiğin her destek, infak ettiğin her kuruş, hem Sudan’daki kardeşine umut olacak hem de hadiste buyurulduğu üzere senin kalbini yüceltecektir. Çünkü infak, sadece maldan değil, merhametten pay vermektir.
Bir kumanya paketi ile bir ailenin sofrasını kurabilir, 2.000 TL’lik bir katkıyla açlığa direnen bedenlere can olabilirsin. Bununla birlikte, 200 TL’lik bir sıcak yemek bağışıyla bir çocuğun yüreğini ısıtabilir, bir annenin duasında yer alabilirsin.
Rabbimiz şöyle buyuruyor:
“Allah yolunda mallarını harcayanların durumu, yedi başak bitiren bir tohum gibidir; her başakta yüz tane vardır. Allah dilediğine kat kat verir.” (Bakara, 261)
Bu ayet, infakın bereketini, bir iyiliğin nasıl bin iyiliğe dönüştüğünü anlatır. Sudan topraklarında açılan her kazan, pişen her sıcak yemek, işte bu bereketin bir tezahürüdür. Bir lokma, bazen bir çocuğun gülüşüne; bir kumanya, bir ailenin duasına dönüşür. Ve bir gün, belki de hiç tanımadığın bir mazlum, senin infakınla hayata tutunur. İşte o an, insanlık yeniden dirilir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyuruyor: “Allah’ın en çok sevdiği amel, az da olsa sürekli olandır.” (Buhârî, İman 32) Sudan’da yeniden dirilişi sağlamak için kardeşlerimize olan desteğimizi sürekli olarak sürdürmemiz elzemdir. Bunun için Sudanlı savaş mağdurları ile hayırseverlerimiz arasında köprü oluyoruz.
Vuslat Derneği olarak, Sudan’da binlerce insanın kalbine dokunuyoruz. Dualarına, gözyaşlarına, minnet dolu gülümsemelerine ortak oluyoruz. El Faşir bölgesindeki zulümden kaçarak Kesele ve Kadarif’te oluşan kamplara sığınan Sudanlı kardeşlerimize sıcak yemek ve kumanya ulaştırıyoruz.
Gelin; siz de bu iyilik halkasının bir parçası olun. Dualarınızla, desteğinizle, infakınızla bu bereketli yolculuğa katılın. Çünkü her bağış bir dua, her yardım bir şükür, her iyilik bir direniştir.
“Kim Allah’a güzel bir borç verirse, Allah onu kat kat artırır.” (Bakara, 245) Sudan’da bir lokma umut olmak senin elinde. Bir sofrayı paylaş, bir yüreğe dokun, bir hayatı değiştir. Çünkü paylaşmak, sadece vermek değil; Allah rızasıyla yaşamanın en güzel hâlidir.