Neden İdlib Neden Ümmet

2011 yılından beri başucumuzda kanayan yara: Suriye Savaşı… Bundan tam 9 yıl önce Dera şehrinde başlayan olaylar, akıl almaz bir hızla büyüyerek bir iç savaşa dönüştü. Olayların başladığı ilk günden itibaren zulüm ve acılar katlanarak arttı. Dera bölgesi Suriye’deki önemli yerleşim yerlerinden biri olma özelliği taşıyordu. Çünkü bu bölgede yaşayanların çoğunluğu Seyyidi ve Ehl-i Beyt torunları idi. Ne yazık ki bölgede halkın sokaklara dökülmesi ile devlet güçlerinin halka uyguladığı orantısız şiddet arttı. Dera’da Seyyidi ve Ehl-i Beyt torunlarına yaşatılanları gören ülkenin geri kalanı, zulme kayıtsız kalmayarak sokaklara dökülmeye başladı.

İdlip

Böylece başlayan iç savaşta, Suriye toprakları üzerinde oynanan kanlı oyunların sonuçları son derece ağır oldu. Yüz binlerce insan iç savaş nedeniyle hayatını kaybetti. 2019 yılında açıklanan son verilere göre 5.5 milyonun üzerinde kişi, yurtlarından ayrılarak başka ülkelere sığınmak zorunda kaldı. Vatanlarını, evlerini, yurtlarını geride bırakarak sığınma talebinde bulunan bu mazlumların 3 milyon 644’üne, Türkiye kapılarını açtı. Suriye’de rejim kendi halkına karşı oldukça acımasız idi. Süreç boyunca bölgede sayısız insan hakları ihlali gerçekleşti. Tam 216 kez, kimyasal silahlar halka doğrultuldu.

Tüm bunların en çetin yaşandığı bölgelerden biri de İdlib idi. Türkiye sınırında bulunan şehir direnişin halen sürdüğü bir bölge olma özelliği taşıyor ve stratejik açıdan büyük öneme sahip. Özellikle son dönemde rejimin bölgeye saldırıları şiddetini arttırarak devam ediyor. İdlib’e  düzenlenen saldırılarda, siviller hayatını kaybediyor. Saldırılardan sağ çıkmayı başarabilenler güvenli bölgelere doğru göç etmeye çalışsalar da, İdlib sınırında da durum oldukça kötü. Çadır kentlerde hayatlarını sürdürmeye çalışan halk perişan durumda. Kuşatmadan kaynaklanan nedenlerden dolayı açlık, susuzluk, hijyen problemleri baş edilemez boyutlara geldi. Bulaşıcı hastalıkların sayısı günden güne artmakta, bununla birlikte ilaç yetersizliği de ölenlerin sayısını arttıran faktörler arasında. İdlib sınırında sadece savaş değil açlık, susuzluk ve yuvasızlık da can almaya başladı. En büyük problem ise yetersiz barınma alanları. Çadır kentler geçici çözümler sağlasa da, soğuk hava koşullarında yetersiz kaldılar. Özellikle kış aylarında yaşanan yağışlar sebebiyle oluşan çamur, İdlib sınırında şartları daha da zorlaştırdı.

Çadır Kamplar

Ülkenin karışık durumu fırsatçı terör örgütlerinin iştahını günden güne kabarttı. Suriye toprakları bilinçli bir şekilde terör yuvası haline getirilmeye çalışıldı. YPG/PKK, DEAŞ gibi terör örgütleri halen binlerce insanı alıkoymuş durumda. Kayıp olan bu kişilerden herhangi bir haber alınamıyor ve akıbetleri belli değil.

Sınırımızda yaşanan bu acı hadiselere ülke olarak, bizler de elbetteki kayıtsız kalmadık. Türkiye iç savaşın ilk günlerinden itibaren, Suriye’nin toprak bütünlüğünün savunucusu olarak yerini aldı. Ülkenin kuzeyinde kurulmak istenen terör koridoruna izin vermedi. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarıyla, toplam 4 bin 130 kilometrekare alan terör örgütlerinden arındırıldı. Türkiye’de bulunan 3 milyondan fazla Suriyeli sayısının 1 milyon 652 bin 377’si 0-18 yaş aralığındaki çocuk ve gençlerden oluşuyor. Kadın ve çocukların toplam Suriyeli göçmen nüfusundaki oranı ise %70,12.

İdlipli Şehit Olanlar

Milletimizin İdlib ile kardeşliği ise yıllar öncesine dayanıyor. Bundan tam 105 yıl önce 1915’te Çanakkale Cephesi açıldı. Bölgede yaşanan şiddetli savaşta Türk milleti ile yan yana savaşmak için İdlib’den çok sayıda asker geldi. Bu askerlerin büyük çoğunluğu 26. tümende görev aldılar. Sadece Çanakkale’de şehit düşen İdlibli sayısının 121 olduğu biliniyor. Bunun yanında Birinci Dünya Harbi süresince, Osmanlı ordusu ile birlikte çarpışarak çeşitli cephelerde şehit düşen İdlibli sayısının 321 olduğu biliniyor.

Bizler zulme asla boyun eğmeyen ümmetin evlatları olarak bugün de İdlib’in ve İdlibli kardeşlerimizin yanındayız. Kahraman askerlerimiz görevlerinin başındayken, bizlere düşen de sınırımıza sığınan İdlib kol kanat germek. Vuslat Derneği olarak bizler de yanı başımızda yaşanan bu acılara kayıtsız kalmıyor, İdlib sınır bölgesine çeşitli yardım faaliyetlerimiz ile destek olmaya çalışıyoruz. Hayırseverlerimizin gıda kolisi ve giyim paketi bağışlarını bölgeye ulaştırıyoruz. Gıda kolisi yardımlarımız ile bölgedeki gıda yetersizliği sorununu azaltmaya çalışıyor, giyim paketi yardımlarımız ile soğuk kış günlerinde İdliblilerin giyim ihtiyaçlarını karşılamayı hedefliyoruz. Bölgedeki barınma problemine çözüm sağlamak için kolları sıvadığımız Ensar Evleri projesi ile, çadır kentlerde yer bulamayan kardeşlerimize güvenli ve daha sağlam barınaklar inşa ediyoruz.

Nerede “Allah” diyen, dara düşmüş biri varsa onun yardımına koşan bir ümmet olarak, bizlere düşen İdlib’e sahip çıkmak. Bölgenin biran önce huzura kavuşmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyor, o güne kadar İdlibli kardeşlerimizin yanında olacağımıza söz veriyoruz.