İslam’a İlk Kucak Açan Ülke HABEŞİSTAN

İslam’ın tebliğinin ilk gününden beri Hak dinine inananlara karşı eziyetler ve zulümler durmaksızın sürmekteydi. Müşriklerin bu saldırılarına karşı Peygamber Efendimiz (SAV) bir grup müslümanın Habeşistan’a hicretine müsâde etti. Miladi 615 yılının Recep ayında öncelikle beşi hanım, on beşi erkek müslümandan oluşan bir kafile inancın muhafazası ve başka diyarlara tebliği için yola koyuldu. Müşrikler arkalarından gelseler de bu kutlu yolculuğa mani olmaya güçleri yetmedi.

Habeşistan

İlk hicret kafilesine yola koyulan zatlar şunlardı: “Hazret-i Osman ve hanımı Hz. Rukiyye, Zübeyr bin Avvam, Ebû Huzeyfe bin Utbe ve hanımı Sehle, Mus`ab bin Umeyr, Abdurrahman bin Avf, Ebû Seleme ve âilesi Ümmü Seleme, Osman bin Maz`un (Kâfile reisi), Amir bin Rabia ve âilesi Leylâ, Süheyl bin Beydâ, Ebû Sebre bin Ebî Rühm ve hanımı Ümmü Külsüm.”

Peygamber Efendimiz’in müslümanları hicret için teşvik ettiği ilk ülkenin Habeşistan olmasının elbetteki bir takım sebepleri vardı. Bunlardan en önemlisi ülkenin Ehl-i Kitap olması idi. Bir diğer sebepte Habeşistan hükümdarının adil ve merhametli bir zat olarak bilinmesi idi. Peygamber Efendimiz (SAV)’in öngördüğü üzere kafile bu ülkede hoş karşılandı. Dinlerini yaşamaları, ibadetlerini yerine getirmeleri hususunda bir kısıtlamaya uğramadılar.

Habeşistan’a yaşanan hicretten sonra Peygamber Efendimiz (SAV)’e “Necm Suresi” indirildi. Bu surede bazı putların isimleri geçmekteydi ve surenin bitiminde secde emredilmekte idi. Peygamber Efendimiz (S.A.V) sureyi bitirdikten sonra secdeye vardı, putperestler de putların ismi geçmesinden ötürü Efendimiz’i takiben secdeye vardılar. Bu hadise Mekke’de tüm putperestlerin müslüman olduğu dedikodusunun yayılmasına sebep oldu. Olay üzerine söylentileri duyan ve Habeşistan’da bulunan kafile Mekke’nin huzura erdiğini sanarak geri döndü. Ne yazık ki zulüm devam etmekteydi. Bu sebeplerden ötürü miladi 616 senesinde, 100 kişilik bir kafile daha Habeşistan’a hicret etti. Kafilenin ardından gelen Kureyşliler İslam’ın yayılmasından korkmaktaydılar. Habeşistan hükümdarından Müslümanların kendilerine teslimini talep etseler de hükümdar buna razı gelmedi.

Şimdiyse Hak dinine inananlara kapılarını hoşgörü ile açan bu diyarlarda durum oldukça farklı. Misyonerlik faaliyetleri durdurulamaz boyuta gelmiş durumda. Güncel ismi ile Etiyopya olarak anılan ülkede müslümanların sayısı bilinçli bir şekilde azaltılmaya çalışılıyor. Misyonerlik faaliyetlerinde çocuklar ve gençler hedef alınarak çalışmalar yürütülüyor. Ülkede çok sayıda kilise inşaatı sürüyor.

İslam’ın ilk günlerinden itibaren sığınağımız olmuş bu güzel topraklarda misyonerlik faaliyetlerinin önüne geçmek bizlerin vazifesi olmalı. Buralarda inşa edilecek medreselerin, mescidlerin, camilerin sayısını el birliği ile artırmalı; İslami eğitim koşullarının iyileştirilmesi için çalışmalar yürütmeli, Müslümanlara karşı süren baskıların önüne geçmeliyiz.

“Benden bir âyet bile olsa insanlara ulaştırınız.” Hadis-i Şerif